Hafif Müzik Bülten - 22 // Yeni Duman albümü "Kufi"
ABBA Voyage ekonomisi, Eras turnesi, konser ekonomisinin geleceği, 2024'te yayınlanmış şarkılardan derlenmiş kış listesi, ne dinlesek yanında ne izlesek sorusuna da verilmiş muhtelif yanıtlar
Duman’dan dinliyoruz halimizi
"Darmaduman"dan 11 yıl sonra gelen “Kufi”, aşk ve memleket gündemi arasında tatlı tatlı gezinirken, bize dinlemekten sıkılmayacağımız yeni Duman marşları hediye ediyor.
Ne zaman yeni bir Duman şarkısı yayınlansa, (son yıllarda Duman ve Kaan Tangöze internete ara ara şarkılar koymayı adet edindi), insanlar arayıp dinledin mi diye sorar, yorum ister. Aslında bu şu demektir, “biz çok beğendik sen ne diyorsun?” Sadece Duman’la yaşanan bir heyecan bu benim hayatımda. Duman, iki albüm arası kendini ardına sakladığı sis perdesinden kafasını çıkarıp kendini göstermeyi kerhen tercih ettiğinde yaşanan bir tür doğa olayı.
Günümüzün popülerlerine bakıyorum, internete koyacak malzeme bulmak için atmadıkları takla yok. Kimi dövmesini gösteriyor, kimi arabasını, kimi biseps, kimi “clivage” sergiliyor.
Duman? Duman ortada yok. Günümüzün müzik marketing stratejileri öğretisinin tam tersine hiç ama hiç yok, kendini saklıyor. Bu bir strateji değil varoluş biçimi onlar için ve az çok tanıyan herkes bunu bilir.
Ne geçen 11 yılda neler yaptıklarını biliyoruz, ne de albüm hakkında yeterli bilgimiz var. Aradan geçen 11 yılda Batuhan’, Kaan, Ari nasıl değişti, nelere kafa yordular, günlük rutinleri nedir? Biz bunları şarkılardan tahmin etmeye çalışırız. Albümün çıkışını müjdeleyen basın bültenlerinde dahi bulunmayan bu bilgiler zaten dinleyicilerinin de umurunda değil. Duman bizle online değil, basın bültenleri üzerinden de değil, “offline” konuşuyor. Konserlerde yüz yüze yapıyor iletişimini. Siyaseti eski tip ilişkiler kurarak yapmaya çalışan siyasetçiler gibi halka, sokağa iniyor.
Duman’ın sokağı konserler. Konserlere giderseniz, herşeyden haberiniz olur. Fırsat bulup gidemezseniz de şarkılar kendilerini anlatıyor zaten. Bazı şeyleri açıklamaya gerek yok. Şarkıları beraber dinleyelim:
“Nerde Benim Kafam”, Pearl Jam şarkısı gibi girdi ve devam etti. Kaan’ın bütün olan bitene ve kudurup zıvanadan çıkmış dünyaya bakıp “nerede benim kafam” diye bağırması çok anlaşılabilir bir durum. Oxford tarafından “brainrot” yani beyin çürümesi yılın sözcüğü seçilirken üstelik daha da normal. Ama kafalarımız hep gidik bizim ve dünya uzun zamandır çığırından çıkmış durumda. Yıllar önce 1980’lerde Pixies’in de aynı yerlerden “Where is My Mind” (Aklım nerde?) diye haykırdığını not edelim. İyi müziğin güzelliği bu; zamanla anlamını yitirmemesi.
Devamında gelen “Kufi” memleketin haline odaklı bombaları bir bir bırakıyor tepemizden.
“İçinde Aşk Var”, “Bir Güzellik Yapsana”, “Haykırdım Ben” art arda gelen üç aşk şarkısı. Hepsi farklı tonlardan ve yerlerden sesleniyor. Hepsi bir sevgiliye hitaben yazılmış olsalar da, hepimiz biliyoruz ki Duman’ın aşk şarkıları sevgiliye değil insanın kendisine söylediği teselli şarkılarıdır. Psikolojik aşamalar gibi: İnkar, öfke, pazarlık, depresyon, kabullenme, hepsi var Duman’ın aşk şarkılarında.
“Kamikaze” albümden önce yayınlanan EP’nin de adıydı. Bu tipik bir Duman usulü coşku şarkısı. Kaan’ın dinleyicisine duygularıyla konuştuğu tipik örneklerden. “Bu Akşam” ya da “Belki Alışman Lazım” gibi işlerin peşinden gidiyor his olarak.
“Gazze’de”, malum kıyımı anlatan bir ağıt. Grubun etrafında ve dünyada olan bitene kayıtsız kalamadığı anlardan biri. Albümde toplumsal meselelere, dünyadaki gelişmelere dair edilen sözlerle, sevgiliye yazılmış şarkılar arasında bir ayrılık değil bir duygusal bütünlük olduğunu dinleyen herkes kabul edecektir. Duygular aynı merkezden çıkıyor. Her şarkı aynı duygusal haritanın parçaları.
“Canımsın” folk sularında tek gitarla başlayıp yükselen klasik bir rock balad. “Teessüf Ederim”, “İçimde Bir Bahar”, “Anılar, O Geceler” hepsi Duman’ın rock ve alaturka arasında kurduğu dengeyi yansıtan güçlü şarkılar. Dinledikçe kendilerini daha da fazla ele veriyor, açılıyorlar. “Farkımız Yok’taki solo iyi ki uzamış keşke daha da uzasaydı. Batuhan’ın sololarına bu albümde daha fazla alan açılmış gibi duruyor (ya da bana öyle geliyor). Duman zaten stüdyo kayıtlarını da aynı konser gibi çalıyor. Kayıtlar sırasında ortamın ruhuna göre esnek davranılmış olması da mümkün.
“Zelzele”, depremin hissiyatını (ne kadar da çabuk unuttuk değil mi) yeniden yaşatan bir şarkı.
Duman’ın sessizliğini bozup şarkılarıyla yaşadığımız zamanların fotoğrafını çektiği o ender dönemlerden birindeyiz. 10 yılda bir gerçekleşen büyüleyici bir doğa olayına tanık olur gibi dinliyoruz halimizi...
“ABBA Voyage” gösterisi 2024’te 1 milyar dolar hasılat yaptı
Londra’daki ABBA Voyage gösterisini artık sanırım duymayan kalmamıştır. ABBA Arena adı verilen ve bu gösteri için özel olarak hazırlanan mekanda 2022’den beri süren dijital ABBA deneyimi açıklanan bilgilere göre 2024 sonu itibarıyla üç milyon bilet satmış. Bir gidenin doyamayıp bir daha gittiği, ABBA üyelerinin dahi hayranlıkla kendilerini ekranlarda izleyip aslından daha iyi yorumunu yaptıkları gösterinin iki yıl daha devam etmesi için anlaşmalar tamamlandı. Londra bu gösteriyi hiçbir yere bırakmamaya kararlı. Nedeni açık, sırf 2024 yılında ABBA Voyage’ın ülke ekonomisine katkısı 1 milyar dolar.
Düşünün, ne bir dansçı var ortada, ne bir şarkıcı. İnsansız ABBA, gerçeğinden daha karlı ve yarattığı ekonomi yıllık 1 milyar dolar. Bu durum bize müziğin geleceği hakkında çok şey söylüyor.
Tarihin en büyük turnesi
Konu madem konserler, gösteriler ve hasılatlar, izin verirseniz aynı yerden milyarlık bir başka müzik haberiyle devam edeyim. Geçen hafta Taylor Swift’in Eras turnesinin hasılatı açıklandı. Bu turne 2.1 milyar dolar hasılat elde ederek tarihin en büyük hasılatlı turnesi oldu. Swift’in ticari başarısını ve rakamın büyüklüğünü takdir ederek şu saptamayı yapalım: Swift’in bol insanlı binlerce dolaylı yoldan belki yüzbinlerce kişiye iş imkanı sağlayan, bu yönüyle global olarak müzik sektörüne önemli katkı sağlayan turnesi bir buçuk yılda 2.1 milyar dolar hasılat elde etmiş. İnsansız ABBA (insansız hava aracı gibi tınladı) bir yılda 1 milyar dolar. Sektörün neden ABBA Voyage tarzı işlere yöneldiğini anlamak zor değil.
Sanatçısız konserler artacak
Benzer uygulamalar yakında çoğalacak. Hiç yorulmayan, her zaman performansının doruğunda bir Swift’in her gün konser verdiğini hayal edin. Hatta dünyanın farklı şehirlerinde aynı ABBA gibi, Taylor Swift deneyimi sahnelerinin oluşturulduğunu, her gün büyük şehrilerin her birinde aynı anda Swift konserleri verildiğini hayal edin. İleri gelen müzik şirketlerinin bir süredir hızlanan katalog anlaşmalarını da bu açıdan ele almak lazım. Bu bilgiler ve gelişmeler ışığında 2024 sonu itibarıyla müzik sektörünün hangi yönde büyüyeceğini daha net görebiliyoruz.
Türkiye konser endüstrisi ne alemde?
Türkiye’de konser ekonomisinin boyutlarını anlamak için TÜİK’in en güncel belgesi olan 2023 kültür harcamaları raporu bir fikir verebilir diye açıp incelemeye başladım. TÜİK’e ne kadar güvenilir bilmiyoruz elbette ama gene de elimizde başka veri yok. Kültür alanındaki özel sektör harcamaları yaklaşık 98 milyar TL görünüyor. Sinema, tiyatro, konser bu rakamın yüzde 4.5’uğunu oluşturuyor. Yani 4.4 milyar lira, dolar ile ifade edersek 125 milyon dolar. Ancak tabii bu rakam gerçekleri tam olarak yansıtmaz. Gerçek konser ve etkinlik harcamaları büyüklüğünü ancak belediyelerin ve kamu kuruluşlarının harcama bütçelerine bakarak anlayabiliriz. Bizde konser büyük bir çoğunluğun bilet satın almadan izlediği bir etkinlik. Çoğunlukla sponsorların desteğiyle ücretsiz ya da sübvanse edilmiş fiyatlarla yani maliyet sponsor ve bilet fiyatı arasında bölüştürülerek düzenleniyor. Bu hesap yapıldığında Türkiye’de de hatırı sayılır rakamlara ulaşılabileceğini düşünüyorum.
SXSW festivali Londra’da düzenlenecek
Her yıl Austin Texas’ta düzenlenen müzik ve film odaklı kültür haftası South by South West (SXSW) 2025 yazında Avrupa edisyonunu Londra’ya taşındığını duyurdu. Buna göre doğu Londra "(Shoreditch) 2-7 Haziran tarihleri arasında bir hafta boyunca yüzlerce konser, film gösterimi, konuşma ve konferansa ev sahipliği yapacak. Pass’ler satışta. Müzik etkinliklerini izlemek istiyorsanız 500 sterlini (yaklaşık 30 bin TL) gözden çıkarmanız gerekiyor. SXSW geçen yıl sponsorları arasında ABD ordusuna silah üreten şirketler bulunduğundan protesto edilmiş, 80 kadar sanatçı çekilmişti. Bu yıl silah ve ordu bağlantılı sponsorlukların olmadığında dair açıklama yapıldı. Bakalım festival itibarını geri alabilecek mi?
Bunları biliyor muydunuz?
Kate Bush’un, telifli müziklerin ve ses içeriklerinin yapay zeka tarafından izin alınmadan kullanılmasına karşı bir kampanya başlattığını, bu kampanyaya imza atan sanatçı sayısının 36 bini bulduğunu;
Brezilya müzik pazarının 2024’te yüzde 21 büyüyerek 1.4 milyar dolara ulaştığını, buna rağmen Latin Amerika’da kişi başına düşen müzik gelirine bakıldığında Meksika ve Şili’nin başı çektiğini;
ABD temsilciler meclisinin TikTok’ın yasaklanmasıyla ilgili olarak Google ve Apple’ı bu uygulamayı mağazalarından kaldırmaları konusunda uyardığını, yasağın başlamasına bugün itibarıyla 233 gün kaldığını;
Spotify editörlerinin 2024 yılı en iyi şarkılar listesinin yayınlandığını;
Bir dönem şarkıları ve şarkı sözleriyle popüler kültürümüzde kendine hatırı sayılır bir yer edinmiş Ankaralı Turgut’un (Karataş) önceki gün 61 yaşında akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybettiğini, ölümünden kısa süre önce verdiği röportajda elinde kalan tek malvarlığı olan sazının mümkünse bir müzeye konulmasını istediğini söylediğini;
biliyor muydunuz?
Ne izlesek?
Konu ekransa roman uyarlamalarını her zaman bir adım öne koyarım, hele BBC eliyle hazırlanmışlarsa. Hilary Mantel’in 2009 tarihli romanı “Wolf Hall” ve 2012’deki devamı “Bring Up The Bodies”den iki sezon halinde uyarlanan “Wolf Hall”, sekizinci Henry’nin danışmanı Thomas Cromwell’in yükselişi ve düşüşünü anlatıyor. Muhteşem detaylar, müthiş işlenmiş psikolojik arka plan ve elbette siyasi entrikalar eşliğinde Tudor dönemi İngiltere’sinin kalbine iniyoruz. İkinci sezon iki hafta kadar önce BBC iPleyer’a kondu. Her iki sezon da roman kalitesinde adeta bir Stanley Kubrick titizliğinde işlenmiş. Cromwell’i Oscar, Tony, Bafta ödüllü Mark Rylance canlandırıyor. Damien Lewis (Henry VIII) ve Claire Foy (Anne Boleyn) hayran olduğum oyunculardan sadece üç tanesi.
Ne Dinlesek?
“Kalamam Aranızda”, Da Poet, Kayra ve Deniz Tekin ortak çalışması. Bu haftanın dikkat çeken rap parçalarından.
Seksendört “Dön” adlı yeni romantik rock şarkısını internete koydu.
St. Etienne 2025’e birkaç gün kala enteresan bir şey yaptı ve herkesin partilediği yeniyıla doğru coştuğu dönemde sakin sakin dinlenecek dingin bir albüm yaptı. Kulaklıkları takıp kefinize bakabilirsiniz.
Ve son olarak uzun, soğuk, tatsız, karanlık kış gecelerinde ve sabahlarında dinlemek üzere 2024’te çıkan şarkılardan derlenmiş el emeği göz nuru bir karanlık günler listesi.
(Sabredip okuduğunuz için teşekkür ederim. Faydalandıysanız sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz. MT)
Türkiyede iyi rock şarkısı yapan gruplar var. İyi rap albümü yapabilen sanatçılar da var (ezhel, farazi gibi). Ama Duman gibi iyi rock albümü yapabilen grubuma rastlamadım. Öneriniz olur mu?
Duman'ın bu sene geri dönüşü muhteşem oldu. Spotify yıl sonu özetimde en çok dinlediğim şarkı Kufi, en çok dinlediğim sanatçı da Duman oldu. Uniq Açıkhava konserlerine gittim, şarkıların çıktığı çok kısa zaman olmasına rağmen, tüm izleyiciler ezbere söylüyordu.